7 Ağustos 2009 Cuma

zaman bana yetişemiyor....

Büyümek zor iş... büyüdükçe yapmak istediklerim, artıyor zaman yetmemeye başlıyor... blogumu bile günceleyemiyorum. Bu işi bir süreliğine anneme devretmem gerekecek galiba :))
Son üç ayda pek bir büyüdüğümü söylüyorlar :)... bir kere en önemlisi haziran başından bu yana bez kullanmıyorum artık. en sevdiğim renk mor (bu rengin güzelliğini anneannemin bana gösterdiği eşsiz güzellikteki çiçeklerde ilk kez farkettim) en sevdiğim çizgi film karakterim "tulli"den sonra artık "Şimşek Mcqueen"... bebekler ile oynamaktan hoşlanmıyorum... arabalara olan merakım ilk defa saçımı kestirmeye gittiğimde başladı. kesim sırasında canım sıkılmasın diye kuaförüm bana özel olarak "şimşek mcqueen" çizgi filmini açınca hayran kaldım o muhteşem hız sahnelerine... bu da bana genlerimden geçmiş olsa gerek...annemle babamın motorsiklet maceralarını görmemiş olsam da sıklıkla duyuyorum çünkü...

tatlılar ile aram çok yok.. ( p.s.: çok şükür :)) [annen] ) yazın Dikili'de bamyanın tadını keşfettim.. oldukça güzel olduğuna karar verdim... bebekken havucu çok seviyordum ama artık görmeye dahi tahammül edemiyorum :). mısır hala en sevdiğim yiyecekler sınıfında ama annem genetiği oynanmış ürünlerden olduğu için bana yedirmiyor :(..... taneli yiyecekleri hala çok seviyorum ve onları tek tek çatalıma batırıp yemekten büyük keyif alıyorum. bu arada yaklaşık 1 aydır çatal bıcak ile yemek yemeği öğrendim.. yemek yemek böyle çok keyifli oluyor :)) gerçi bıçağı sol çatalı ise sağ elimle tutmayı tercih ediyorum ama yine de kesip biçmeyi başarabiliyorum ....

okul nasıl gidiyor derseniz... Temmuz'da bir ay kadar ara verdim ama döndüğümde okulumu özlediğimi farketmişim... keyifle gidiyorum... yazın bir başka keyifli oluyor okul... baharda yetiştirdiğimiz domateslerimizi salatalıklarımızı topluyor, her gün havuza giriyor, yüzme ve bisiklete bimesini öğreniyoruz... bir de el sanatları yapıyoruz mesela dün boncuk dizerek kendime bir kolye yaptım :) (takı takmayı da ne çok severim ya :) ) artık bunu kendim yaptığım için takarım sanırım...geçen gün de el boyaları ile gökkuşağı yaptık ben minik parmaklarımla gökkuşağının kenarlarını süsledim...

hala kendi dilimde konuşmayı tercih ediyorum arada annemin tercümanlık yapması gerekiyor :)
telaffuz hazneme eklediğim kelimelerim şunlar;
uçaa (uçak)
çiyaa( tren)
moo ( mor)
atti ( at)
çiçe ( çiçek)
ciye ( çilek)
abaya ( araba)
cici annene ( büyük anneanne)
bi, diti, üü, döö, bi, ati, dedi, çeçi, dotüü, oooo ( 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10)
baa ee didioo ( ben eve gidiyorum)
dede düdü buda, ama anne düdü bumaa ( dedemin arabası burada ama annemin arabası yok)
ço ço ( çok, hızlı, büyük..)
ciciannene dede co co didiyo ( büyükanneanne dedem çok hızlı gidiyor )
iccu e nene ? ( ilsu'nun evi nerede? )

21 Nisan 2009 Salı

geçen üç aydan kısa kısa...

Bloguma anılarımı yazmayalı ne kadar zaman olmuş... şimdi geriye dönüp bakınca yazacak ne çok şey varmışşş ama biraz ihmal biraz vakitsizlik ...bugünden sonra daha düzenli yazmaya çalışacağım... bu arada geçen zamana ilişkin kısa bir özet vereyim :

Şubat ayında okula başladım. haftanın 5 günü tüm gün gidiyorum. yaşımın erken olduğunu düşünen ve annemle babamı eleştiren herkesi utandırdığımı düşünüyorum :) çünkü okulumu çok seviyorum. :) ilk günden itibaren hiç bir zorluk yaşamadım. öğretmenlerimi de, arkadaşlarımı da, okulumu da çok seviyorum. öte yandan Anneannem ve dedemle geçirdiğim 20 ayımı çok özlüyorum.. o günlerimin ayrı bir güzelliği vardı... Bugün okula bu kadar rahat ayak uydurabildiysem bunda onların çok emeği var.... çünkü 20 ay sadece bakımımı üstlenmediler, kendine güvenen ne istediğini bilen bir birey olabilmem için kişiliğimi oluşturacak temel taşları da özenle bir bir yerine yerleştirdiler... teşkekkürler anneanneciğim, teşekkürler dedeciğim...
----------------
21 mart'ta 2. yaşımı kutladık. üç gün üç gece süren bir kutlama şöleni oldu bu yaşım tıpki bir önceki gibi :) ...bu mutlu günümde beni yalnız bırakmayan tüm sevdiklerime teşekkür ediyorum... çok uzaklardaki kuzenim Piraye'ye de aynı şekilde sevgilerimi gönderiyorum...
------------
ikinci yaşımı doldurduğumun ertesi günü tuvalet eğitimi almaya karar verdim. ilk defa büyük tuvaletimi kendi isteğim ile bana özel tahsis edilen lazımlığıma yaptım ardından babam ve annemle birlikte sifonu çekerek büyük tuvaletimi uzaklara uğurladık ve arkasından "day dayyyy" yaptık. o gün bugündür küçük büyük farketmiyor tuvaletim geldi mi kendim gidip işimi hallediyorum ancak temizlik için hala annemden destek alıyorum. Bu arada bezimden henüz tam anlamı ile vedalaşmaya hazır olmadığımı da itiraf etmem gerek. :) niyetim yazın bu işi sonuçlandırmak .... bakalım... kısmet...
-------------------
Konuşma denemelerim de fena gitmiyor... aslında derdimi 3 kelime ile çok rahat anlatabiliyorum ama annem ısrarla bana cümleler kurdurmaya çalışıyor... en çok kullandığım kelimelerim şunlar;
Mamicam ( yemicem)
abba ( ben yani ilsu)
Buaa ( buraya)
mama ( malum bildiğimiz mama)
dapma ( yapma)
bu nee ?
Açimmii ( açayım mı, kapatayım mı, açar mısın, kapatır mısın, )
olee ( oley)
Accaa ( şapka)
Daydayyy ( bye bye)
buma ( yok, kayıp, bulamıyorum vs..)
çeçiii ( çekil)
eyma ( elleme)
baba ( baba, dede)
anene ( Anneanne)
----------------
Okulda en küçük olduğum için herkes beni inanılmaz kolluyor, bazen ellerindeki nesneleri onları döverek ellerinden almaya çalışsam da :))..küçük olduğum için ve sanırım dayanılmaz bir cazibem olduğu için hiç seslerini çıkarmıyorlar :) Ben de büyüdüğüm zaman aynı şekilde benden küçüklere anlayışlı davranarak bana gösterilen bu hoşgörüyü boşa çıkmayacağım :)...