11 Aralık 2008 Perşembe

kısa, kısa...

Nereden başlasam bilmiyorum o kadar zaman oldu ki yazmayalı....yaz tatilimi dikilide geçirdim, anneannemle dedemin yanında annemle birlikte...erik ağacındaki eriklere "del, del, del" diye çağırdığım günler, denize girdiğim, sahilde kum ile oynadığım günler, merdivenlerden kendi başıma indiğim, dedemin motorsikletine kendimden başka kimseyi bindirmediğim o günler öyle hızlı geçti ki....hiç bir şey anlamadım.. son bahar geldi, yapraklar döküldü ve ben gymboree 'da haftada 2 saat müzik ve resim dersi almaya başladım...resim dersinde duvarları boyuyor, hamurlarla oynuyoruz. ellerimizle resim yapıyoruz, yapıştırma saatinde ise annem için çok güzel hatıralar hazırlıyoruz. Müzik dersinde ise afrika müziği ve klasik müziğin ardından şimdilerde rock&roll öğreniyoruz. inanılmaz keyifli geçiyor günlerim. Anlayacağınız hiç ama hiç boş vaktim yok artık...
ekim sonlarında ilk defa bir sirk'e gittim. arkadaşım Melis ile birlikte :). çok keyifliydi. annemle Mine teyze gösterinin sonuna kadar kalacağımızdan hiç emin değildi ama tam 2 saat boyunca keyifle izledik tüm gösteriyi.


ikinci azılarım çıktığı için artık yemek konusunda annemi eskisi kadar üzmüyorum. İştahım yaza nazaran çok daha iyi sayılır :) ama hala balık ve et ile aram pek yok. sebzelerden brokoliyi seviyorum bir tek.


kendimce gayet güzel konuşuyor derdimi anlatıyorum ama annemler beni anlamıyor, boş gözlerle yüzüme bakıyorlar, onların beni anlaması için biraz daha vakit lazım galiba :). son öğrendiğim kelimelerden sıklıkla kullandıklarım ; uçaa (uçak) , çeçiçe ( çekirdek), açimmiii(açayım mı), del del (gel), mama, anneeee, babaaaa, anniii("anne"nin şımarıkca hali), cimi cimi, (ne olduğu bilinmiyor), amii (dedenin veya anneannenin tespihini çektikten sonra söylenen amin :) ), bıdıbıdı( ne olduğu bilinmiyor)




Hiç yorum yok: